|
Şems-i Tebrizi'nin 40 Kuralı _1_
KURAL 1
Yaratanı hangi kelimelerle
tanımladığımız, kendimizi
nasıl gördüğümüze ayna tutar.
Şayet tanrı dendi mi öncelikle
korkulacak, utanılacak bir
varlık geliyorsa aklına, demek
ki sen de korku ve utanç
içindesin çoğunlukla.
Yok, eğer, tanrı dendi mi
evvela
aşk, merhamet ve şefkat
anlıyorsan,
sende de bu vasıflardan
bolca mevcut
demektir.
|
|
|
|
|
|
KURAL 2
Hak yolunda ilerlemek
yürek işidir, akıl işi
değil.
Kılavuzun daima yüreğin
olsun,
omuzun üstünde ki kafan
değil.
Nefsini bilenlerden ol
silenlerden değil ! |
|
|
|
KURAL 3
Kur-an dört seviyede
okunabilir.
İlk seviye zahiri manadır.
Sonra ki batini manadır.
Üçüncü batınının batın isidir.
Dördüncü seviye o kadar
derindir ki kelimeler kifayetsiz
kalır tarif etmeye.
|
|
|
|
|
|
|
|
KURAL 4
Kâinattaki her zerrede
Allah’ın sıfatlarını
bulabilirsin,
çünkü O camide, mescitte,
kilisede, havrada değil,
her an her yerdedir.
Allah’ı görüp yaşayan
olmadığı gibi, onu görüp
ölen de yoktur.
Kim O’nu bulursa, sonsuza
dek O’nda kalır. |
|
|
|
|
|
KURAL 5
Aklın kimyası ile aşkın
kimyası başkadır.
Akıl temkinlidir. Korka,
korka atar adımlarını.
Aman sakın kendini diye
tembihler.
Hâlbuki aşk öyle mi? Onun
tek dediği:
Bırak kendini, kov gitsin;
akıl kolay kolay yıkılmaz.
Aşk ise kendini
yıpratır, harap düşer.
Hâlbuki hazineler ve
defineler
yıkıntılar arasında olur.
Ne varsa harap bir kalpte
var!
|
|
|
|
|
|
|
|
KURAL 6
Şu dünyadaki çatışma, önyargı
ve husumetlerin çoğu dilden
kaynaklanır.
Sen, sen ol, kelimelere fazla takılma.
Aşk konusunda dil zaten hükmünü
yitirir.
Aşık dilsiz olur.
|
|
|
|
|
|
|
KURAL 7
Şu hayatta tek başına inzivada
kalarak, sadece kendi sesinin
yankısını duyarak, hakikati
keşfedemezsin.
Kendini ancak bir başka
insanın aynasında tam olarak
görebilirsin.
|
|
|
|
|
KURAL 8
Başına ne gelirse gelsin,
karamsarlığa kapılma.
Bütün kapılar kapansa bile,
sonunda O sana kimsenin
bilmediği gizli bir patika açar.
Sen şu anda göremesen de,dar
geçitler ardında nice cennet
bahçeleri var.
Şükret! İstediğini elde edince
şükretmek kolaydır.
Sofi, dileği gerçekleşmediğinde
de şükredebilendir.
|
|
|
|
|
|
|
KURAL 9
Sabretmek, öylece durup
beklemek değil, ileri görüşlü
olmak demektir.
Sabır nedir? Dikene bakıp gülü,
geceye bakıp gündüzü tahayyül
edebilmektir.
Allah aşıkları sabrı gülbeşeker
gibi tatlı tatlı emer, hazmeder.
Ve bilirler ki, gökteki ayın
hilalden dolunaya varması
için zaman gerekir.
|
|
|
|
KURAL 10
Ne yöne gidersen git,
doğu, batı, kuzey ya da güney
çıktığın her yolculuğu içine
doğru bir seyahat olarak düşün!
Kendi içine yolculuk eden kişi,
sonunda arzı dolaşır.
|
|
|
|
|
|
KURAL 11
Ebe bilir ki sancı
çekilmeden doğum olmaz,
ana rahminden bebeğe
yol açılmaz.
Senden yepyeni ve
taptaze bir sen zuhur
edebilmesi için zorluklara,
sancılara hazır olman
gerekir.
|
|
|
|
|
KURAL 12

Aşk bir seferdir.
Bu sefere çıkan her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir.
Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.

|
|
|
|
|
|
KURAL 13

Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı, hoca, şeyh, şah var.
Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir.
Tutup da ona hayran olmaya değil.
 |
|
|
|
|
|
|
|
KURAL 14
Hakk’ın karşına çıkardığı
değişimlere direnmek yerine,
teslim ol.
Bırak hayat sana rağmen
değil seninle beraber aksın.
Düzenim bozulur, hayatımın
altı üstüne gelir diye endişe etme.
Nereden biliyorsun hayatın
altının üstünden daha iyi
olmayacağını? |
|
|
|
KURAL 15
Allah, içte ve dışta her
an hepimizi tamama
erdirmekle meşguldür.
Tek, tek her birimiz
tamamlanmamış bir
sanat eseriyiz.
Yaşadığımız her hadise,
atlattığımız her badire
eksiklerimizi gidermek
için tasarlanmıştır.
Rab noksanlarımızla
ayrı, ayrı uğraşır çünkü
beşeriyet denen eser,
kusursuzluğu hedefler.
|
|
|
|
|
|
KURAL 16
Kusursuzdur ya Allah,
onu sevmek kolaydır.
Zor olan hatasıyla sevabıyla
fani insanları sevmektir.
Unutma ki kişi bir şeyi
ancak sevdiği ölçüde bilebilir.
Demek ki hakikaten
kucaklamadan ötekini,
Yaradan’dan ötürü yaratılanı
sevmeden, ne layıkıyla
bilebilir,
ne layıkıyla sevebilirsin.
|
|
|
|
KURAL 17
Esas kirlilik dışta değil içte,
kisvede değil kalpte olur.
Onun dışındaki her leke ne
kadar kötü görünürse
görünsün, yıkandı mı
temizlenir, suyla arınır.
Yıkamakla çıkmayan tek
pislik kalplerde yağ bağlamış
haset ve art niyettir.
|
|
|
|
KURAL 18 |
KURAL 18
Tüm kâinat olanca
katmanları ve karmaşasıyla
insanın içinde
gizlenmiştir.
Şeytan, dışımızda bizi
ayartmayı bekleyen korkunç
bir mahlûk değil bizzat içimizde
bir sestir.
Şeytanı kendinde ara, dışında,
başkalarında değil ve unutma
ki nefsini bilen Rabbini bilir.
Başkalarıyla değil sadece
kendiyle uğraşan insan sonunda
mükafatolarak Yaradan’ı tanır.
|
|
|
|
KURAL 19
Başkalarından saygı,
ilgi ya da sevgi bekliyorsan
önce sırasıyla kendine
borçlusun bunları.
Kendini sevmeyen birinin
sevilmesi mümkün değildir.
Sen kendini sevdiğin halde
dünya sana diken yolladı mı,
sevin.
Yakında gül yollayacak
demektir. |
|
|
|
|
|
KURAL 20
Yolun ucunun nereye
varacağını düşünmek
beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı
düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir.
|
|
|
|
|
|
|
Heute waren schon 20 ziyaretçi (38 klik) hier!
|
|
|
 |
Daha hiç link yok!
Senin linkin burada olsun mu? O zaman buraya kaydını yaptır: => Kayda git
|
|
|
|