Hoşgeldiniz
DoSTLaRIM
okeysever.com DoSTLaR MeKaNI salonumuza Tüm DoSTLaR Davetlidir
Mesaj ve Iletisim
Sitemi Nasil Buluyorsunuz?
BİR BEN öZETİ
GuL BaHaR" DaN SEVGiLERiMLE
Topliste
İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur."
DOST BULMAK
Gercek Dostlar
Hayatla Röportaj
HaYaT NeDiR?
HaYaTa DaiR SöZeR
Hayat ektiklerimizdir..!
Hayat dediğin nedir ki ?
Öyle cok SEVDİM Kİ...
Eger Hayaller Ucmasini Bilseydi
ÖĞRENDİM Kİ...
BIRAK SEVGi SENi BULSUN
Kimseyi Değiştiremezsin Hayatta
Bir anlami olmali hayatin
İşte, bu biziz. (şiir)
Yüreğimdesin
GüL-i Rana
GeLiNCiK çiçeği neden sevgiliye benzetilir ?
Elbiseler bedeni örter kalbi değil
Ask bize uzak dustu
DUMAN RENGİ AKSAMLAR SiiR
EVLİLİK
Bir Elmanın İki Yarısı'nın Sırrı‏
Aşk Nedir?
S£N Hİç ?
Aşk suskunluğumdu benim!
Sessizce gelmeleri sevdim.....
Bulsaydım kendimi, sobeleyecektim
Herşey Seninle Güzel
Kanatamazsın
Bahçivan Olmalıyım
Her bahar bir başlangıç
Susmak çare değilse
'' ÖYLESİNE İŞTE''
Farkında Olmalı İnsan...
Ben Senin En çok
ŞİFALI BİTKİLER
YOLUNUZ SEVGI YOLU VE DAIMA AÇIK OLSUN....?
MeVLaNa "DaN iNCiLeR
MEVLANA (ögrendim)
Şems-i Tebrizi'nin 40 Kuralı _1_
Şems-i Tebrizi'nin 40 Kuralı _2_
Yunus EMRE
Yeni yılbaşı tebrik kartları.
GüL gifleri
ÇANAKKALE ŞiiRi
En Yeni Şiir Ayraçları
BAYRAK GİFLERİ
Yeni Yiliniz kutlu Olsun
Doğum günü E kartları,hareketli
En güzel doğum günü sözleri
BukKet GüLLeR
HARF GİFLERİ...HAREKETLİ HARFLER...
Günaydın gifleri
Nerden Nereye iller arasi mesafe
Doktor ve Hasan ))
Bazı Anlar Vardır...
Sevmek bazen söyleyecek sözün varken susmakmış...
SevGİ AsLa ÖLMEZ
BOS CERCEVELERELER
sevdim seni canım...
HaYDi KoNuS
HOSGELDiN
Senin hayallerin var midir?
herkes için bişey var burda...
bilgeye sormuşlar
Kendi Yolunuzda Yürümeyi Denedinizmi Hiç ?
Bilmelisin ki…
Ask Sen Gibi Birseymis
NEDEN KIRAR BİR İNSAN BİR DİĞERİNİ!!!
Mutlu Muyduk Ki Bak Yenildik işte..
Sevmek......
Bence Sende Simmdi Herkes Gibisin
RESiMLi SiiRLeR
BİLMEM...BENİM HİÇ SENİM OLMADI Kİ..
özledim seni…
CiCeKLeRiN DiLi
Yüreğimin yüreğine söyleyecekleri var..
KADINIM......
Biraz değiştim Her şey kadar herkes kadar sen kadar…
AğLaYaN KeMaN
Teşekkür gifleri
Ben Seni Uzaklarda Sevdim
_FERHAT_F IN"ŞiiR KöŞeSi
Bahar OLsun
iNCE SIZIMM
Sessizce Gideceksin
DoKuNMa BaNa
BeNiM iCiN GeLiNCiK CiCeKLeRi ToPLaRMISIN?
Ey Sevgili Aşk dediğin!!!
Beni unutma...
Sana kızamam ben..
BuNLaRI BiLiYoRMuSuNuZ?
Karıncaya sormuşlar;‏
Dost musun?
Hani bazen manasızdır yaşamak
Bu gece dağ başları kadar yalnızım
"Hayatla Başa Çıkabilmek İçin"
Sevmelerin kalışları..
Bu Nasıl Veda....
Beni mi yokSa Hayatı mı
GüL BaHçeSi....
Sen Ateş Ol Ben Yanayım
Sevgili'ye,
Seninle Başladım Bitsin Seninle...
” hayatımın anlamısın ”
Senden Baska Kimse Yok icimde
♥ ♥ AL ÖMRÜMÜ ♥ ♥
Ben seni..
Gitmek gerekir bazen
Dilsiz Yüreğim
Her şeyi unutmak değildir..
Sevebilirmisin?
Gitmeliyim...
Sen Eskimeyen Bir Sevdasın
GÜLLERİNDE AĞLADIĞI BİR ZAMAN VARDIR....
SaLiH ÖZKAZICI DAN HaRiKa BiR SeS
Ben Bir Tek Adam Sevdim
Gülü Seven Dikenine Katlanır
KİM ENGELLEYEBİLİR?
HAYAT VE İNSAN İLE İLGİLİ SÖZLER
EĞER
Sen Söyle Hayat
seni ben nasıl sevmem
Sen benim hangi yanımdın...
Yağmurun Yüreğime ...
Seni İstiyorum
Bir Bardak cay Ailedir
Sevmek mi? Sevilmek mi?
Arkadaş
Gönlün Kıblesi
Dost Bulabilmek mi, Dost Kalabilmek mi?
Hayata inat..
AŞK NEYDİ?
Keşkeler...
Sustum!
Kalabalık cümlelerin arasında bir ben…
ŞU SENİ öLüMüNE SEVEN YüREĞİME SOR BENİ
Ay geceye sürgün....
Madem Ki Aşk Cemresidir Gönlün..
imkansiz oldugunu bile bile..
Nasıl Desem ?
İçimde yaşarım sessizce
Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı
bir sen var ..
Bir birine dolanan sozlerime inat
tsk..
DOSTLUK NEYDİ..?
Belki de insan sevilmekten cok anlasilmak ister
Yaşam NEDİR?
Çok zaman önceydi.
Sevgiliye...
 

Sevmek mi? Sevilmek mi?

Genç kız nihayet uyanmıştı. Tüm gece boyunca uyumuştu. Gözlerini ovuşturdu. Elbiselerini düzeltti. Şaşkındı. 

- Neredeyim ben? Siz kimsiniz? 

- Demek dün gece neler olduğunu hatırlamıyorsun? 

- çok içtiğimi hatırlıyorum o kadar... 

- Evet, kapıyı sana açtığımda çok sarhoştun gerçekten. Kapıyı açar açmaz bana ilk söylediğin söz suydu: 

"Ben Tanrı'nın hediyesiyim" Genç kız bu söz karşısında utancını gizleyemiyordu. Bir şeyler söylemek istiyor ama nereden başlayacağını da bilemiyordu. Şaşkınlığını biraz olsun gizlemek için: 

- Peki ya sonra ? dedi. 

- İşin doğrusu ben Tanrı'dan böyle bir hediye beklemiyordum. Şaşırdım bir an. Gerçeği arayan birisine senin gibi bir serabın gösterilmesi doğal gelmedi bana. Ben bunları düşünürken sen de şu anda yattığın yerde sızıp kaldın zaten. 

- Dün geceden beri yerde mi yatıyordum? Diye sordu şaşkınlıkla. 

- Evet, düşüp sızdığın yerden kaldırmadım. Biliyorsun seraba dokunulmaz. Bütün gece Tanrı'nın seni almasını bekledim. Ama görüyorsun ki hala gelmedi. Sahi söyler misin sen hangi Tanrı'nın hediyesisin böyle? 

Ferda sitem dolu bir utangaçlıkla: 

- Lütfen benimle alay etmeyin, dedi. 

- Alay etmiyorum. Sadece seni anlamaya çalışıyorum. İstersen önce sana bir kahve yapayım da kendine gel. Kemal kahveleri getirdiğinde Ferda biraz olsun kendine gelmişti. üzerindeki yabancılığı atmaya, doğal olmaya çalışıyordu. 

- Benim adim Ferda. İki sokak ilerideki sitelerde oturuyorum. Dün gece için özür dilerim. Arkadaşlarla yasadığım bir çılgınlıktı o kadar. çok utanıyorum. 

- Ben de Kemal. Bu evde tek başıma yaşıyorum. (Bir an duraksadı Kemal). Senin hakkında ne düşündüğümü merak ediyorsun değil mi? 

- Biraz öyle... 

- Hiç... Hiçbir şey düşünmedim. 

- Neden? 

- özel olarak hiçbir insan üzerinde düşünmem pek. 

- Gecenin yarısında kapını çalıp evinde yatan bir kız hakkında bile mi? 

- Evet... 

- çok garip bir insansın. 

Kemal sustu... ve sonra 

- Söylesene maskeli bir baloda insanların gerçek yüzlerini tanımak mümkün müdür sence? 

- Tabii ki değil. 

- İşte şu toplumda gördüğün bir çok insan ve sen... Hepiniz maskelerinizle yaşıyorsunuz. Su toplum maskeli bir balodan farksızdır bence. Hem de zamana, kişilere ve olaylara göre her an değişen maskelerin kullanıldığı bir balo... Bu yüzden pek anlamlı gelmiyor bana insanlar üzerinde düşünmek. 

- Kendini soyutluyorsun insanlardan. 

- öyle de denebilir. Zaten toplum ferdin en büyük düşmanıdır bence. Bu yüzden insanlardan hiçbir şey almamayı yeğliyorum. Buna rağmen her şeyimi vermeye de hazırım onlara. 

- İnsanların sevgisini de reddeder misin, örneğin? 

- En başta onu. Bugünün sahte sevgileri bir insanin kalbini yaralamak için seçilen en tehlikeli yoldur. 

- Ama insan hiç sevilmeden yasayamaz ki... 

- Bunda yanılıyorsun. İnsan sanıldığının aksine sevilerek değil severek yaşar. İnsan sevilmek ihtiyacında olan zayıf bir varlık değildir. Kısacası sorun bence sevilmek değil sevmektir. 

- Sevdiğin halde sevilmiyorsan? 

- Sevilmek senin sorunun değil onun sorunu. Bence sevmek bir insanı kendi içinde hissetmendir. Sevilmek ise kendini bir insanin içinde hissetmen. Anlayabiliyor musun? Sevmek seni zenginleştirir, sevilmek değil. Bunu evreni kapsayacak şekilde de düşünebilirsin. 

- Nasıl yani? 

- Evrensel anlamda sevmek kainatı kendinde seyretmek, sevilmek ise kendini kainatta seyretmektir. Ferda'nın kafası karışmıştı. Hiç bu kadar derinlemesine düşünmemişti sevgi üzerine. 

Bunu fark eden Kemal: 

- Bunları bir anda anlamak sana güç gelebilir. Ama biraz düşünürsen umarım anlayabilirsin. Şunu unutma ki insanlık bugün ikinci tas devrini yaşıyor. Birinci taş devrinde insanlar yumuşacıktı. Sevgi sayesinde her şey yumuşacıktı. Sadece evleri ve aletleri taştandı. Simdi ise her şeyimiz yumuşacık, yüreklerimiz taş gibi. Hatta taştan da katı. çünkü öyle taslar vardır, üzerlerinde otlar yetişir ve öyleleri de vardır ki... Kemal'in gözleri nemlendi bunları söylerken. Yılların acılarını, ihanetlerini, buruklukların, kelimelere döküyordu aslında. Ağlamaklı bir hale dönüşüyordu sesi kesik kesik... 

Uzun bir sessizlik oldu. Bütün bir hayat şeridi geçti Ferda'nın gözleri önünden. Eğer Kemal'in anlattıkları doğruysa sevgi hiç olmamıştı hayatında. Bir anda gözleri duvarda bir çerçevede olan mısralara takıldı: 

"Donuk sevgiler çağındayız Sıcak sevgiler cehennemde yanıyor Sevgi... Yaşanmayacak kadar güzel, Fark edilmeyecek kadar sade, Duyulmayacak kadar doğaldır." 

Kemal duvarda ağlayan bir çocuk portresi gösterdi Ferda'ya: 

- Biliyor musun bir çocuğa verilecek en değerli besin şefkattir. Ve de cesaret. Bunlar öyle hassas bir dengeye sahiptir ki, denge bozuldu mu işte şu insanları görürsün karşında... Şefkat ve cesaret kurbanları... Kimileri aşırı şefkatin yanında cesaretsiz büyütülürler. Bu insanlar küçücük bir dünya kurmak isterler kendilerine. Güçsüzdür bu insanlar, kolayca kırılırlar. Dünya çok acımasızdır öylelerine göre... Kendilerini sevecek birilerini ararlar hep. O kadar yoğunlaşırlar ki bazen şiddetli bir arzuyla birine doğru akmak isterler. Cesurca sevemezler. Cesareti öğrenememiştir bu insanlar. öte yandan da cesur insanlar... Dünyayı bile devirebilirler. Ama basit bir sevgi oyunuyla kolayca yıkılıverirler. Dünyayı titretecek cesareti taşıyan bu insanlar kalplerine dokunan bir parmakla diz üstü çöküverirler yere. Ve su sözleri duyar gibi olursun onlardan: " Dağ düştü üstümüze Yıkılmadık ama İnsan değdi tenimize Acısı yıktı bizi...! Cesaret onları o kadar sertleştirmiştir ki sevdikleri insanı kolları ile kalpleri arasında neredeyse öldürür. 

Kemal sustu birden. Ferda bir şeylerin olduğunu hissetmişti. çözmek istiyordu Kemal'i. 

- Niye sustun? 

- Bana ne şefkati öğrettiler nede cesareti. 

- Ama tüm bunları biliyorsun sen 

- Nasıl olduğunu merak ediyorsun değil mi, anlatayım. Bir an durdu sonra: 

- İnsanların nefretinden sevgiyi, ihanetlerinden sadakati, korkaklıklarından cesareti öğrendim. 

- İnsanlar bu kadar acımasız mi? Gerçekten seven insanlar yok mu hiç? 

- Bırak sevgilerini gülmeleri bile doğal değil onların. Seni senin için değil kendileri için severler. O kadar iyi o kadar güzel ve o kadar haince severler ki hayran olmamak elde değil biliyor musun? Sevgi ve ihaneti sanatsal bir uyarlamayla o kadar güzel sahneye koyarlar ki son sahnede öleceğini bile bile seyredersin oyunu. Mükemmel bir katildir onlar. Seve seve öldürürler seni. Dudaklarından sevgi sözcükleri yükselir. Yapacağın tek şey gözlerini kapatıp sevgi atmosferi içinde sevgi sözcüklerinin sağanak yağmuru altında ölümü beklemendir. Anlıyor musun? 

- Sen sevilmekten korkuyorsun 

- Belki... 

- Neden? - Neden mi? Ben her insani kalbime misafir edebilirim, sevebilirim yani. Kalbimden eminim çünkü. Sevdiğim insani rahatsız edecek hiçbir şey yok kalbimde. Ama kimsenin kalbine girmek istemem. çünkü bilmiyorum nelerle karsılaşacağımı. Bilmiyorum hangi tuzaklar bekliyor beni. Ve bilmiyorum o insan bunlardan haberdar mı? 

- Fikirlerimi alt üst ettin. Her şey karıştı. Sevmek sevilmek, nefret sevgi... Hatta şu ana kadar gerçekten yaşayıp yaşamadığımı düşünüyorum. 

- Aslında sana anlattığım her şeyi kendinde bulabilirsin. 

- Nasıl? 

- Kendini tanıyarak... Yalnız kaldığın anlarda... 

- Yalnızlıktan kaçmışımdır hep... 

- Yalnızlıktan kaçmak kendinden kaçmaktır. Bir düşünsene, doğarken de yalnızsın, ölürken de. O halde yasarken yalnızlıktan kaçmak anlamsız değil mi? 

- Yalnızlıkta insan ne bulabilir ki sıkıntı ve boşluktan başka? 

- Kendini gerçekten tanıyabilseydin uzaydaki derinlikten daha derin bir iç uzayın olduğunu görebilirdin. Bizler ruhumuzu öldürüyor sonra başına geçip ağıt yakıyoruz... Benliğindeki zenginliği fark etseydin dünyada ikinci bir insan aramazdın biliyor musun? 

- Anlamadım! 

- Dünyada bir tek kişi vardın aslında. O bir tek kişinin içinde beş milyar insan. 

- Benliğim bu kadar kalabalık mi? 

- Evet. Benliğin tüm varlığın merkezidir. Tüm acılar ve sevinçler yüreğinde gizlidir senin. ölenleri yüreğine gömdüğün gibi doğacak çocuğun kalbi de senin içinde atar. Hem acıyı hem sevinci yaşarsın iç içe, yan yana... Hatta o kadar acı çekersin ki acı, acı olmaktan çıkar... 

- Sözlerin çok karışık. 

- Belki haklısın bu konuda. Bazı insanlar başlı başına paradokstur. Düşünceleri de öyle. İnsanlar paradoksal düşünmeye alışık değiller. Bu yüzden anlaşılmıyoruz. Zaman bir hayli ilerlemişti. Ferda izin istedi. Zihni o kadar dağılmıştı ki hiçbir şey söylemeden çıktı evden. Bütün gece boyunca Kemal'in sözleri ile uğraştı Ferda. Bazen onu anladığını düşünüyor, bazen saçmaladığına karar veriyordu. Her şeye rağmen hayranlık duyuyordu ona. Ara sıra arkadaşlarına anlatmak istiyordu onu. Ama kimsenin anlamayacağından emindi. Günler geçiyor, yüreğinde Kemal'e, karşı konulmaz bir sevgi taşıdığını hissediyordu Ferda. Her geçen gün biraz daha büyüyordu sevgisi. Aylar geçmiş ama bir türlü ona gitmeye karar verememişti. çekiniyordu. İnsanlardan bu kadar uzak biri onun gibi deli dolu bir kızı ciddiye alır miydi? "Hiç kimse sevgiyle dirilmeyecek kadar ölmüş değildir hiçbir zaman". Evet, bu söz de onun değil miydi? Nihayet karar verdi Ferda. Gitmeli ve ona sevdiğini söylemeliydi. 

Ferda Kemal'in evine gittiğinde büyük bir şaşkınlık geçirdi. Evde kimse yoktu, taşınmıştı... Evin bekçisi yaklaştı Ferda'ya: 

- Kızım, adinizi öğrenebilir miyim? 

- Adım Ferda, Kemal Bey taşındı mi? 

- Evet kızım, taşındı. Ve kimseye söylemedi nereye gittiğini, bana bile. Bir mektup bıraktı sana. Gelirse verirsin dedi. Ferda mektubu aldı. Tereddütlü adımlarla evine gitti. Yıkılmıştı. Derin bir boşluk hissetti yüreğinde. Birden ümitle doldu yüreği. Belki de onu yanına çağırıyordu. 

Sabırsızlıkla mektubu açtı. "Ey sevgili, Seni sevip sevmediğimi söylemeyeceğim. Ama sevgiyi öğretebildim sana sanırım (ne kadar öğretilebiliyorsa). Dilerim kalbine kalbimden verdiğim şey yüreğinde yeşerip meyve verir. Böylece ne sen bende kaybolacaksın, ne de ben sende. Sen beni kendinde, ben seni kendimde bulmuş olacağım. O zaman hiç ayrılmayacağız. 

Sakin sevgimle seni tuzağa düşürdüğümü sanma. Sevgi hayatin hem çekirdeği hem de meyvesidir. Bir ağaç, meyvesiyle seni kendine çağırıyorsa bu bir aldatma sayılmaz. Unutma ki ağaç meyvesine çağırır, kendisine değil. 

Ey sevgili, Sen bir sığınak arıyorsun ama ben durulmaz bir fırtınayım. Sen kendinin sakini olmak istiyorsun ama ben evrenin sakini olmak istiyorum. Sen olmayacak bir barışı arıyorsun. Bense tüm kötülüklerle savaşmak istiyorum. Sen küçücük bir çocuksun. Ama ben küçükken çok büyüdüm. Sen dünyadan kopup yıldızlara sığınmak istiyorsun. Bense kendimi yeryüzüne karşı sorumlu tutuyorum. Sen bir ağacın gölgesine sığınıp yaşamak istiyorsun. Bense ülkemi arıyorum. Yolları aydınlık, insanları ümitli ve huzur dolu olan bir ülke. Sen bende kaybolmak istiyorsun ama ben seni kaybetmek istemiyorum. Sen susuyorsun, bense haykırıyorum. 

Sakin unutma: 

Kalbim paylaşılamayacak kadar senindir. Seninle bile. (Ama bilmiyorum sen bu kadar bende misin?)




baharin-gulu.de.tl


 

Heute waren schon 24 ziyaretçi (52 klik) hier!
 
Daha hiç link yok!

Senin linkin burada olsun mu?
O zaman buraya kaydını yaptır:
=> Kayda git
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden