|
Keşkeler...
Keşkeleri hiç sevmem.
Ama kullanmak ihiyacı hissettiğimiz zorunlu sözcüklerden biri.
Ah keşke o şimdi yanımda olsaydı dediğimiz anlar vardır hayatta. Bu keşkede ki insan belki bir arkadaşımız, belki bir yakınımız, belkide sevdiğimizdir. Her dara düştüğümüzde onlardan birine ihtiyacımız mutlaka olur ama onların gerçek sevgisini kazanabildiysek yanımızda olurlar tabii.
Şimdi hiç bir zaman var olamayan ama olmasını hep düşlediğim bir sevgiliden söz edeceğim...
Saçları simsiyah ve hafif dalgalı, gözleri gecenin en koyusundan bile koyu, çok güzel bir yüz hattına sahip değil belki. Ama çekici, zayıf ve uzun boylu. Elleri sımsıcak ve uzun ince parmaklı. Yürüyüşü ise alımlı ve kendinden emin. Almış olduğu tahsile kattığı kendi hayat tecrübeleri daha bir insan yapmış onu. Yüreği sımsıcak sevgi dolu. Çıkarsız sevdanın, küçük mutluluklarına bile razı. Hayattan beklentisi hepimizinki kadar.
Bazan o kadar şevkatli ki çocuğuna özen gösteren bir anne. Bazen o kadar zalim ve hoyrat olabiliyor ki tüm güzelliklerine inat. Sanki büyük fırtınaların sahibi bir okyanus.
Omuzlarına yaslanıp ağlarken saçlarından buram buram huzur kokan. Sorunları ve dertleri hemen yok ediverecek hissi uyandıran. Ona yazdığım şiirleri dinlerken içinden kopan fırtınaları, gece gözlerinde saklamaya gerek duymadığı göz yaşları ile ifade edebilecek kadar cesur.
Onu seyretmek, yada ışıl ışıl gözlerine bakmak samanyolunda yıldızlar arası seyahat etmek gibi bir duygu, henüz kimsenin yaşayamadığı.
Onunla geçen her gün, bir ömre bedel. Tekrar yaşayabilmek için binlerce ömür verilecek.
Tüm şarkılar onu için yazılmış.
Mevsimler onunla dolu, dört mevsim onu yaşamakla bahtiyar.
Ondan uzakta iken bile gözlerini kapayıp esen rüzgarda onu koklamak, yağan yağmurla teninde hissetmek damla damla. Öylesine bir sağanak insanın ruhuna yağan.
Kısacası herkesin gıpta ile baktığı fakat onun gözü sevdiğinden başkasını görmeyen, kelimelerin anlatmakta kifayetsiz kalacağı bir kadın.
İşte şimdi sevmediğim o sözcüğü kullanacağım... Keşke olsa, herkesin kafasında bir sevgili vardır hayal ettiği ama ulaşamadığı. Haa ulaşsa ne olur hepimiz biliyoruz.
Hayal ettiğimiz gibi sevmeyecek hüsrana uğrayacağız belki, belki kavgalar, belki fikir ayrılıkları, belki şiddet, hatta ihanet içinde bırakacağız onu. Çünki ulaştık ya, o bizim ya hep. O kadar eminizki artık kendimizden. Başka maceralara yelken açmakta hiç bir engel yok, şimdi kafamızda yeni bir sevgili çizip onu arayabiliriz değil mi?
Oysaki; O ZATEN YANIMIZDA .....
Hani hep uzaklarda aradığımız, elimizi uzatsak tutacak kadar yakınımızda olan, farkında olmadığımız o.
Kıymetini bilmediğimiz, ya da bildiğimiz halde onu mutlu etmek adına yüzüne karşı hiç söylemediğimiz. Onsuz yarım olduğumuz halde, bir yanımız olamayacağını bile bile sanki ona ihtiyacımız yokmuş gibi davrandığımız.
Varlığına her an ihtiyacımız olduğu halde, tüm hücrelerimize işlemişken gerçekliği, olmazsa olmazlığını inkar edebilecek kadar nankör olduğumuz.
Kısacası her biri dünyanın en güzeli olan kadınlarımız.
Hep hayalini kurduğumuz sahip olmayı dilediğimiz ama sahip olduğumuzda da değerini bilemediğimiz, yokluklarında "Ah keşke o yanımda olsaydı " dediğimiz, her biri en duygusal filmlerden yada romanlardan fırlamış bir hayal kahramanı kadar gerçek olan kadınlarımız. Sevdiğimiz kadınlar.
Bizim kadınlarımız.
İyiki varsınız.
Heute waren schon 33 ziyaretçi (73 klik) hier!
|
|
|
 |
Daha hiç link yok!
Senin linkin burada olsun mu? O zaman buraya kaydını yaptır: => Kayda git
|
|
|
|